Aranızda Türkçe Olimpiyatı’nı İzlemeyen Var Mı?
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Aranızda Türkçe Olimpiyatı’nı İzlemeyen Var Mı?
STV’den naklen yayınlanan ve 3 Haziran’da en çok izlenen iki programdan biri olan Türkçe Olimpiyatları’nın yedincisini geride bıraktık. Kendi sunucularını yetiştirmeye başlayan olimpiyatlara artık tek birincinin yetmediğini gördük.
Bıkkınlık ya da ünsiyet… Türkçe Olimpiyatları için mümkün mü? İnsanlar, “Her yıl benzer görüntüler… Türk öğretmenler, dilimizi konuşan yabancı öğrenciler, renkli sahne gösterileri… Eee ne var artık bunlarda?” kabilinden cümleler kuruyor mu? 2003’te büyük heyecanla başlayan etkinlikler artık sıradanlaştı mı? Ya da ilk yılların heyecanı hissedilmiyor mu? 26 Mayıs’ta başlayan 7. Türkçe Olimpiyatları sürecini takip edenlerin hiçbiri, bu sorulara, menfi anlamlar doğuracak cevap veremez, veremiyor.
Peki, niçin bu kadar iddialı bir neticeye varıyoruz? Eğer on binlerce insan, hareketli Karadeniz müziğiyle kolbastı oynayan Kırgız öğrencileri izlerken gözyaşlarını tutamıyorsa, sadece evlatlar için açılacak kucaklar, farklı diyarların sakinlerini hasretle bekliyorsa, oğlunun ya da kızının öğrencisi misafirleri incinmesin diye anne-babalar tir tir titriyorsa, ilişki başka boyutlardan esintiler taşıyor demektir. Tıpkı olimpiyatların geçen hafta İstanbul Sütlüce’de gerçekleşen şarkı finalindeki gibi…
O gece 3 bine yakın insan gelmişti, Sütlüce Kongre Merkezi’ne. Organizasyonu ilk defa izleyeceklerin heyecanı bir yana, geçen senelerde takip edenler de aynı hissiyatı paylaşıyordu. İlk sürpriz, programın iki sunucusundan birinin Arnavut Alban Tartari olmasıydı. Heyecanı yüzüne ve sesine akseden Tartari, Türk girişimcilerin Arnavutluk’ta açtığı Mehmet Akif Koleji’nin mezunlarından. 1993-1996 seneleri arasında öğrenim gördüğü okulunu ve öğretmenlerini hiç unutmamış. İlk Türkçe öğretmeni merhum Celal Ergüder’in ismini zikrederek başladığı sunuşunda sık sık kolej günlerine ve kendisine emeği geçen insanlara vefa kabilinden atıflar yapıyor. Ondaki Türkiye ve Türk halkı muhabbeti kimileri için ‘beylik laflar’ diye algılanabilir; ancak ses tonu, samimiyetinin akisleriyle dolu: “Benim o gece sunucu sıfatıyla sahnede bulunmam bir vefa borcudur. Aralarında bulunduğumda kendimi yabancı hissetmediğim Türk insanına o güne kadar söyleme imkânı bulamadığım şeyleri söyledim.”
TÜRK HALKI BÜYÜKLÜĞÜNÜN FARKINA VARSIN!
Yükseköğrenimini 2002’de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamladıktan sonra ülkesine dönmüş Tartari. Arnavutluk Devlet Radyosu’nda iş hayatına atılmış. Bir yıl önce dış haberler masasında haber müdürü yardımcısıyken istifa etmiş. Hâlihazırda Çalık Holding bünyesinde hizmet veren Eagle Mobile isimli şirketin Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yürütüyor. Ayrıca kendisi gibi Türk koleji mezunu birkaç arkadaşıyla Gazeta Start isimli bir internet gazetesi hazırlıyor. Bir de Epoka (Çağ) Üniversitesi’nde alanıyla ilgili ders veriyor.
Olimpiyat şarkı finalinde sunuculuk teklifi 3 hafta önce kendisine gelince tereddütsüz kabul etmiş. Ancak Türkçe vukufiyetine, sevgisine ve ekran tecrübesine rağmen yabancı bir dilde konuşmanın güçlüğü onu zorlamış. Heyecanını artıran sebeplerden biri de vaktiyle hocalığını üstlenen isimlerce o gece izlendiğini bilmekmiş: “Zamanında bizi çok uğraştırdın ama değdiğini anladık diye şaka yollu takıldılar. Benimle gurur duyduklarını söylemeleri ayrı bir mutluluk.”
Kâh salonda kâh televizyonda onu izleyenler ertesi günlerde tebrik mesajlarını birbiri ardına gönderir. Ancak bunlardan bazılarını garipsemiş: “Kimi ‘Bu okulların ne iş yaptığını, bulundukları ülkelere de hizmet ettiklerini anlayamamışız.’ diyor. Türk devleti, milleti ve dili çok büyük ama bunun farkında değilsiniz. Büyük olduğunuzun farkına varın artık! Herkes anlasın ki siz küçük değilsiniz. Biz bunu hissettik.”
ARTIK STATLARDA DÜZENLESİNLER
Şarkı finali gecesi nazarlara takılan sadece Alban Tartari değildi. Sanatçı Fatih Kısaparmak’ın gözyaşları o saatlere damga vuran anlardan biriydi. Onu bu derece duygulandıransa Pakistanlı Muhammed Salman’ın seslendirdiği ‘Benim Babam’ isimli parçaydı. Fatih Kısaparmak’ın merhum babasına atfen kaleme aldığı şarkı, Salman’ın yorumuyla hem sahibinin hem de tüm dinleyenlerin gönül bamteline dokundu.
Bu geceye dair yazılabilecek o kadar çok ayrıntı var ki her birine burada yer verme imkânı yok. Ancak Türkçe Olimpiyatları’nın Ankara’da tertiplenen Kültür Şöleni ve Bursa’daki şiir finaline değinmekte fayda var.
Her yıl Ankara Altınpark’ta, misafir öğrenciler kurdukları stantlarda ülkelerine has kültürü yansıtma şansı buluyor. Bilhassa ödül töreni coşkusuna yerinde şahitlik edemeyen binlerce insan için buradaki etkinlikler ayrı bir önem taşıyor. Geçen sene Altınpark’ı bu amaçla 200 bin kişi ziyaret etmişti. Bu yıl sayının çok yukarılara çıktığı kalabalıktan anlaşılıyordu. Sadece otoparkta yer alan arabaların plakalarına bakmak dahi tek başına mesaj veriyordu. Mersin’den Sivas’a, İzmir’den Konya’ya geniş bir sahadan insanlar misafirlerini görmeye gelmişti. Buradaki heyecanla ilgili sunulacak tabloyu aslında çoğu ziyaretçinin dillendirdiği şu cümle özetliyor: “Buralar artık yetersiz kalıyor. Tıkış tıkış. İnşallah seneye daha geniş bir yer bulurlar. Sahi niye futbol sahası gibi bir yerde düzenlemiyorlar bu organizasyonu?”
HER HALÜKÂRDA MAÇI BENİM TAKIM KAZANIYOR
Ankara’daki coşku hafta içi düzenlenen şiir finalinde yerini Bursa’ya bıraktı. Birkaç gün sonra İstanbul’daki şarkı finalinde davetlilerin karşısına çıkan Türk koleji mezunu Alban Tartari’den önce Bursa’daki misafirler benzer bir sürprizle karşılaştı. Saraybosna’daki Türk Koleji’nden diplomasını alan Alma Brnicanin, Bedirhan Gökçe ile şiir finalinin sunuculuğunu üstlenmişti. Ancak davetlilerin çoğu onu, akıcı üslubu sebebiyle Türk zannetmişti.
1983’te Yeni Pazar’da (Novi Pazar) dünyaya gelen Brnicanin, 8 yaşında ailesiyle Türkiye’ye gelir. 17 yaşındaysa aile Saraybosna’ya taşınır. Orta öğrenimini buradaki kolejde tamamlayan Brnicanin, bu sene de Saraybosna Devlet Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü’nden diplomasını alır. Olimpiyattaki sunuculuğu ise öğretmenlerinin organizasyon komitesine tavsiyesiyle gerçekleşir. Önce ‘Niye ben?’ diye düşünse de sonrasında üstleneceği sorumluluğun şuuruyla elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışır. Bosna’da medya dünyasında 6 yıldır çalışması da işini kolaylaştırır. Memleketinde Türk kültürünü anlatan birçok programa imza atar. Şimdiye kadarki hayatının 3’te birini geçirdiği Türkiye’yle farklı bir bağı var. ‘Kendinizi hangi tarafa yakın hissediyorsunuz?’ sorusuna cevabı dahi bunun göstergesi: “Bu soruyu zaman zaman ben de şahsıma soruyorum. Ama cevabını bir tarafa göre veremiyorum. Mesela Bosna’da bir radyo programı sunuyorum. Boşnakça ve Türkçe konuşuyorum. Bosna’dan bahsederken de ‘biz’ diyorum, Türkiye’den bahsederken de... Ama benliğimin büyük kısmı Türkiye’ye ait diyebilirim.”
Ve son anekdot: Bosna Hersek-Türkiye futbol maçları Alma için hiç de stresli geçmiyor. Çünkü skor ne olursa olsun her defasında onun takımı kazanıyor!
Birincisi de çok, reytingi de...
Her yıl İstanbul’da gerçekleştirilen ödül töreni bu sene Ankara’ya alındıktan sonra tarihî şehre de şarkı finaline ev sahipliği düştü. Geçen senelerde Türkçeyi daha rahat öğrenen ülkelerin öğrencileriyle zorlanan çocukların aynı kategoride yarışması eleştirilere yol açınca organizasyon komitesi 2009 için farklı bir sistem geliştirdi. Buna göre Türkçeyi öğrenme zorluğuna göre 5 grup oluşturuldu ve her birinde ayrı derecelendirme yapıldı. Buna göre Pakistanlı Muhammed Salman ‘Benim Babam’la ilk, Türkmenistanlı Eziz Küpceyev ‘Mektebin Bacaları’yla ikinci, Şilili Karinavega Monsal ‘Hasretinle Yandı Gönlüm’le üçüncü, Mozambikli Bangaina Jose ‘Sivas’ın Yollarına’yla dördüncü ve Bangladeşli Farzana Samia ‘Sevdim Seni’yle beşinci grubun birinciliğini kazandı.
Öğrencileri değerlendiren jürideyse ses sanatçıları Serdar Ortaç, Ebru Gündeş, Orhan Hakalmaz, Fatih Kısaparmak, Emrah, Erhan Güleryüz, Ertuğrul Erkişi, Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı, Hakan Şükür, Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Şükrü Halûk Akalın ve oyuncu Oktay Kaynarca yer aldı.
Ayrıca anavatanı Azerbaycan’da öğretmenlik yaparken vefat eden Gülnar Ergüneş’e verilen vefa ödülünü eşi Bülent Ergüneş Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın elinden aldı.
Başta Samanyolu (STV), Kanal A, TVNET, TRT Avaz ve Mehtap TV’den yayınlanan şarkı finali salondaki izleyiciler kadar ekranları başındakilerden de ilgi gördü. Özellikle STV tüm gün ve eğitim düzeyi yüksek izleyiciler arasında Kanal D’de yayınlanan Yaprak Dökümü isimli diziden sonra en yüksek reytinge ulaştı. STV, tüm günde 5,1; eğitim düzeyi yüksekteyse 6 oranını yakaladı.
Aksiyon
Bıkkınlık ya da ünsiyet… Türkçe Olimpiyatları için mümkün mü? İnsanlar, “Her yıl benzer görüntüler… Türk öğretmenler, dilimizi konuşan yabancı öğrenciler, renkli sahne gösterileri… Eee ne var artık bunlarda?” kabilinden cümleler kuruyor mu? 2003’te büyük heyecanla başlayan etkinlikler artık sıradanlaştı mı? Ya da ilk yılların heyecanı hissedilmiyor mu? 26 Mayıs’ta başlayan 7. Türkçe Olimpiyatları sürecini takip edenlerin hiçbiri, bu sorulara, menfi anlamlar doğuracak cevap veremez, veremiyor.
Peki, niçin bu kadar iddialı bir neticeye varıyoruz? Eğer on binlerce insan, hareketli Karadeniz müziğiyle kolbastı oynayan Kırgız öğrencileri izlerken gözyaşlarını tutamıyorsa, sadece evlatlar için açılacak kucaklar, farklı diyarların sakinlerini hasretle bekliyorsa, oğlunun ya da kızının öğrencisi misafirleri incinmesin diye anne-babalar tir tir titriyorsa, ilişki başka boyutlardan esintiler taşıyor demektir. Tıpkı olimpiyatların geçen hafta İstanbul Sütlüce’de gerçekleşen şarkı finalindeki gibi…
O gece 3 bine yakın insan gelmişti, Sütlüce Kongre Merkezi’ne. Organizasyonu ilk defa izleyeceklerin heyecanı bir yana, geçen senelerde takip edenler de aynı hissiyatı paylaşıyordu. İlk sürpriz, programın iki sunucusundan birinin Arnavut Alban Tartari olmasıydı. Heyecanı yüzüne ve sesine akseden Tartari, Türk girişimcilerin Arnavutluk’ta açtığı Mehmet Akif Koleji’nin mezunlarından. 1993-1996 seneleri arasında öğrenim gördüğü okulunu ve öğretmenlerini hiç unutmamış. İlk Türkçe öğretmeni merhum Celal Ergüder’in ismini zikrederek başladığı sunuşunda sık sık kolej günlerine ve kendisine emeği geçen insanlara vefa kabilinden atıflar yapıyor. Ondaki Türkiye ve Türk halkı muhabbeti kimileri için ‘beylik laflar’ diye algılanabilir; ancak ses tonu, samimiyetinin akisleriyle dolu: “Benim o gece sunucu sıfatıyla sahnede bulunmam bir vefa borcudur. Aralarında bulunduğumda kendimi yabancı hissetmediğim Türk insanına o güne kadar söyleme imkânı bulamadığım şeyleri söyledim.”
TÜRK HALKI BÜYÜKLÜĞÜNÜN FARKINA VARSIN!
Yükseköğrenimini 2002’de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamladıktan sonra ülkesine dönmüş Tartari. Arnavutluk Devlet Radyosu’nda iş hayatına atılmış. Bir yıl önce dış haberler masasında haber müdürü yardımcısıyken istifa etmiş. Hâlihazırda Çalık Holding bünyesinde hizmet veren Eagle Mobile isimli şirketin Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yürütüyor. Ayrıca kendisi gibi Türk koleji mezunu birkaç arkadaşıyla Gazeta Start isimli bir internet gazetesi hazırlıyor. Bir de Epoka (Çağ) Üniversitesi’nde alanıyla ilgili ders veriyor.
Olimpiyat şarkı finalinde sunuculuk teklifi 3 hafta önce kendisine gelince tereddütsüz kabul etmiş. Ancak Türkçe vukufiyetine, sevgisine ve ekran tecrübesine rağmen yabancı bir dilde konuşmanın güçlüğü onu zorlamış. Heyecanını artıran sebeplerden biri de vaktiyle hocalığını üstlenen isimlerce o gece izlendiğini bilmekmiş: “Zamanında bizi çok uğraştırdın ama değdiğini anladık diye şaka yollu takıldılar. Benimle gurur duyduklarını söylemeleri ayrı bir mutluluk.”
Kâh salonda kâh televizyonda onu izleyenler ertesi günlerde tebrik mesajlarını birbiri ardına gönderir. Ancak bunlardan bazılarını garipsemiş: “Kimi ‘Bu okulların ne iş yaptığını, bulundukları ülkelere de hizmet ettiklerini anlayamamışız.’ diyor. Türk devleti, milleti ve dili çok büyük ama bunun farkında değilsiniz. Büyük olduğunuzun farkına varın artık! Herkes anlasın ki siz küçük değilsiniz. Biz bunu hissettik.”
ARTIK STATLARDA DÜZENLESİNLER
Şarkı finali gecesi nazarlara takılan sadece Alban Tartari değildi. Sanatçı Fatih Kısaparmak’ın gözyaşları o saatlere damga vuran anlardan biriydi. Onu bu derece duygulandıransa Pakistanlı Muhammed Salman’ın seslendirdiği ‘Benim Babam’ isimli parçaydı. Fatih Kısaparmak’ın merhum babasına atfen kaleme aldığı şarkı, Salman’ın yorumuyla hem sahibinin hem de tüm dinleyenlerin gönül bamteline dokundu.
Bu geceye dair yazılabilecek o kadar çok ayrıntı var ki her birine burada yer verme imkânı yok. Ancak Türkçe Olimpiyatları’nın Ankara’da tertiplenen Kültür Şöleni ve Bursa’daki şiir finaline değinmekte fayda var.
Her yıl Ankara Altınpark’ta, misafir öğrenciler kurdukları stantlarda ülkelerine has kültürü yansıtma şansı buluyor. Bilhassa ödül töreni coşkusuna yerinde şahitlik edemeyen binlerce insan için buradaki etkinlikler ayrı bir önem taşıyor. Geçen sene Altınpark’ı bu amaçla 200 bin kişi ziyaret etmişti. Bu yıl sayının çok yukarılara çıktığı kalabalıktan anlaşılıyordu. Sadece otoparkta yer alan arabaların plakalarına bakmak dahi tek başına mesaj veriyordu. Mersin’den Sivas’a, İzmir’den Konya’ya geniş bir sahadan insanlar misafirlerini görmeye gelmişti. Buradaki heyecanla ilgili sunulacak tabloyu aslında çoğu ziyaretçinin dillendirdiği şu cümle özetliyor: “Buralar artık yetersiz kalıyor. Tıkış tıkış. İnşallah seneye daha geniş bir yer bulurlar. Sahi niye futbol sahası gibi bir yerde düzenlemiyorlar bu organizasyonu?”
HER HALÜKÂRDA MAÇI BENİM TAKIM KAZANIYOR
Ankara’daki coşku hafta içi düzenlenen şiir finalinde yerini Bursa’ya bıraktı. Birkaç gün sonra İstanbul’daki şarkı finalinde davetlilerin karşısına çıkan Türk koleji mezunu Alban Tartari’den önce Bursa’daki misafirler benzer bir sürprizle karşılaştı. Saraybosna’daki Türk Koleji’nden diplomasını alan Alma Brnicanin, Bedirhan Gökçe ile şiir finalinin sunuculuğunu üstlenmişti. Ancak davetlilerin çoğu onu, akıcı üslubu sebebiyle Türk zannetmişti.
1983’te Yeni Pazar’da (Novi Pazar) dünyaya gelen Brnicanin, 8 yaşında ailesiyle Türkiye’ye gelir. 17 yaşındaysa aile Saraybosna’ya taşınır. Orta öğrenimini buradaki kolejde tamamlayan Brnicanin, bu sene de Saraybosna Devlet Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü’nden diplomasını alır. Olimpiyattaki sunuculuğu ise öğretmenlerinin organizasyon komitesine tavsiyesiyle gerçekleşir. Önce ‘Niye ben?’ diye düşünse de sonrasında üstleneceği sorumluluğun şuuruyla elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışır. Bosna’da medya dünyasında 6 yıldır çalışması da işini kolaylaştırır. Memleketinde Türk kültürünü anlatan birçok programa imza atar. Şimdiye kadarki hayatının 3’te birini geçirdiği Türkiye’yle farklı bir bağı var. ‘Kendinizi hangi tarafa yakın hissediyorsunuz?’ sorusuna cevabı dahi bunun göstergesi: “Bu soruyu zaman zaman ben de şahsıma soruyorum. Ama cevabını bir tarafa göre veremiyorum. Mesela Bosna’da bir radyo programı sunuyorum. Boşnakça ve Türkçe konuşuyorum. Bosna’dan bahsederken de ‘biz’ diyorum, Türkiye’den bahsederken de... Ama benliğimin büyük kısmı Türkiye’ye ait diyebilirim.”
Ve son anekdot: Bosna Hersek-Türkiye futbol maçları Alma için hiç de stresli geçmiyor. Çünkü skor ne olursa olsun her defasında onun takımı kazanıyor!
Birincisi de çok, reytingi de...
Her yıl İstanbul’da gerçekleştirilen ödül töreni bu sene Ankara’ya alındıktan sonra tarihî şehre de şarkı finaline ev sahipliği düştü. Geçen senelerde Türkçeyi daha rahat öğrenen ülkelerin öğrencileriyle zorlanan çocukların aynı kategoride yarışması eleştirilere yol açınca organizasyon komitesi 2009 için farklı bir sistem geliştirdi. Buna göre Türkçeyi öğrenme zorluğuna göre 5 grup oluşturuldu ve her birinde ayrı derecelendirme yapıldı. Buna göre Pakistanlı Muhammed Salman ‘Benim Babam’la ilk, Türkmenistanlı Eziz Küpceyev ‘Mektebin Bacaları’yla ikinci, Şilili Karinavega Monsal ‘Hasretinle Yandı Gönlüm’le üçüncü, Mozambikli Bangaina Jose ‘Sivas’ın Yollarına’yla dördüncü ve Bangladeşli Farzana Samia ‘Sevdim Seni’yle beşinci grubun birinciliğini kazandı.
Öğrencileri değerlendiren jürideyse ses sanatçıları Serdar Ortaç, Ebru Gündeş, Orhan Hakalmaz, Fatih Kısaparmak, Emrah, Erhan Güleryüz, Ertuğrul Erkişi, Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı, Hakan Şükür, Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Şükrü Halûk Akalın ve oyuncu Oktay Kaynarca yer aldı.
Ayrıca anavatanı Azerbaycan’da öğretmenlik yaparken vefat eden Gülnar Ergüneş’e verilen vefa ödülünü eşi Bülent Ergüneş Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın elinden aldı.
Başta Samanyolu (STV), Kanal A, TVNET, TRT Avaz ve Mehtap TV’den yayınlanan şarkı finali salondaki izleyiciler kadar ekranları başındakilerden de ilgi gördü. Özellikle STV tüm gün ve eğitim düzeyi yüksek izleyiciler arasında Kanal D’de yayınlanan Yaprak Dökümü isimli diziden sonra en yüksek reytinge ulaştı. STV, tüm günde 5,1; eğitim düzeyi yüksekteyse 6 oranını yakaladı.
Aksiyon
Geri: Aranızda Türkçe Olimpiyatı’nı İzlemeyen Var Mı?
ben hemen hemen hep sini izlemeye çalışıdım
bay karizma- 1. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 17
Kayıt tarihi : 29/10/09
Yaş : 35
Nerden : eskişehirden
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz